28 Nisan 2012 Cumartesi

SAÇLI DERİDE SEDEF

Yaklaşık 13 yıldır sedef hastasıyım. Saçlarımın ense kısmında ve kulaklarımda var. Yoğun bir kaşıntı ve kepek problemi oluşturuyor.Yaşamımın bazı zamanlarında azalıyor, bazı zamanlarında azıyor !!Her zaman şükrediyorum halime çünkü ciddi bir yelpazesi var bu hastalığın, benimki son derece basit... Ancak son 3 yıldır biraz sıkıntı, biraz kuru, soğuk ve güneşsiz iklimle çok şiddetlendi sedefim.. Yoğun bir kepek, kaşıntı beni çok rahatsız ediyordu. Bazı marka şampuanlar derimi çok yakıyordu, hatta özellikle elidor marka şampuan ve kremimi çöpe atmıştım geçen yıl....
Son dönemlerde birçok blogda paylaşılan Nude adlı şampuanı bir deneyeyim diye aldım geçenki Ankara'ya gidişimizde. Amacım doğal bir ürün kullanmak ve saçlarımı güzelleştirmekti.
İlk yıkamada farkı hissettim hem şampuan hem de kremi umduğumun ötesinde memnun etti beni. Ve benim için bir mucize gerçekleşti....İkinci yıkamadan sonra fark ettim ki hiç kepeğim dökülmüyordu, evet kaşıntım vardı ancak eskisi kadar yoğun değildi... Hele ki saç ile derinin birleşim yeri kıpkırmızı iken en ufak bir kırmızılık kalmamıştı. Kulağımın beyaz kepek kaplı , kızarık derisi hiç eskisi gibi değildi, gayet nemli , hafif kepekli görünüyordu..Sedefli saç derim gerilmiyordu eskisi gibi..
Bu ürün anlayacağınız bana , sedefime çok iyi geldi...
Belki zamanla etkisi azalabilir , bunu bilemem , belki iyileştirmeyecek ama en azından doğal içeriği ile diğer market şampuanları gibi sedefli cildime zarar vermeyeceği kesin...
Ben ister sedefiniz olsun ister olmasın bu ürüne şans verin derim...
Bu arada blogumda paylaştığım hiçbir ürün bana birileri tarafından yollanmıyor, bizzat para verip alıyorum, bunu da bazı ürünleri övdüğümü düşünmeyin diye yazıyorum....Yazdıklarım tarafsız yorumlarımdır, bilgilerinize:))
Ha , bir de Garnier 'in BB cream ini aldım, güzel mi ? Yooo, bi işe yaramıyo bence...Son derece lüzumsuz.. Onun yerine La rochenin bu kremini alın derim size... 
BU YAZIMI SIKILMADAN OKUYAN HERKESE ÖZELLİKLE TEŞEKKÜR EDİYORUM..
SEVGİLER, SAYGILAR....
 

26 Nisan 2012 Perşembe

DEFOLU KIYAFETİ KURTARALIM :)

Çorum Küçük sanayide toptan üstübü bez satan bir yer var. Kumaşlar da oluyor. Ayrıca birçok ünlü markanın defolu ürünleri de oraya geliyor.Mesela Mango, Koton, H&M ...
İşte oradan bir bluz, aşağıda parmağımla gösterdiğim yerden kesmişler, ben önce diktim, çizgiler azıcık  kaymış görünüyor..Marka H & M ya da Vero Moda olabilir....
Ardından siyah bir kumaşım vardı, o kısma 3 şerit halinde onu diktim...
Fırfırların belli olması için fotografların rengi ile oynadım, solmuş bir görünümü yok yani fırfırları:))
Fotograflarda pek belli olmasa da çok şık ve yeri de çok yumuşak penyenin..
 
Ardından bana büyük olduğu için yeni doğum yapan bir arkadaşıma hediye ettim:))) Güle güle kullansın !


25 Nisan 2012 Çarşamba

DEICHMANN SENİ SEVİYORUM

Evet gerçekten seviyorum. Her gidişimde mutlaka alacak bir ayakkabı buluyorum. Son Ankara ziyaretimizde de bu ayakkabıları aldım.Aslında daha da alasım vardı da, kendimi tuttum:))
 Çiçekli spor ayakkabıda tabanlık var, çok rahatlattı beni, çorapsız giyilecek ayakkabılar içinmiş. Şiddetle tavsiye ederim:))
Siyah da çok şık ama çok belli olmamış fotograflarda...
Hoşçakalın...



24 Nisan 2012 Salı

ROMANTİK PERDE

Evet , yatak odamızda hala eksiklerimiz var , yatak ve halılar.. Ama olsun, birkaç ay içinde alırız umarım ve yatak odamızda hiç eksiğimiz kalmaz . Haftasonu Ankara  gezimizde şifonyer ile beraber yatak odası perdesini de aldık...Ancak boyunu kısaltma konusunda fikirlerinizi almak istiyorum. Aslında uzun da güzel ama benim gönlümden geçen kısaltmak...Siz ne dersiniz arkadaşlar ??


23 Nisan 2012 Pazartesi

IKEA ŞİFONYER

Herkese merhaba. Bu hafta çok yoğundum. Yazı ekleyemedim bloguma ama paylaşmayı düşündüğüm çok şey var sizlerle..
Bu haftasonu koridorumuzda kullanmak üzere Ankara Ikea'dan şifonyer aldık. Konsol da diyebiliriz.
Eşimle beraber kurduk her zamanki gibi:))) Toplamda 2,5 saat sürdü kurmak. Kitapçığında aşama aşama anlatıyor, Ikea mobilyalarını kurmak hiç de zor değil..  Tamamlanmış halini bir ara ekleyeceğim..Ankara alışverişimi de sizlerle paylaşmayı düşünüyorum......
Şimdilik sevgiyle kalın...

16 Nisan 2012 Pazartesi

ASTAR MONTA NASIL GEÇİRİLİR ?

Umarım faydalı bir yazı olur:))
Astar alırken ipek astar almaya özen göstermeliyiz. Naylon astar,  yazın terletir, kışın üşütür ve hışırdar. Malesef hazır giyimde çok rastlamaktayız. İpek astar hışırdamaz, gereksiz terleme yapmaz ve sağlıklıdır...Genel olarak yıkama sonrası boydan çeker, enden de çekme riskine karşı kalıpta her yandan yarım cm genişleterek biçkisini yaparız!!!Boydaki çekme payanı bence 3-4 cm düşünün ve boyu uzun tutun ...
Ben önce yıkayım sonra biçkisini yapayım demeyin, çünkü ipek astar suya girince yumuşacık olur ve biçkisini yapmanız olağanüstü zorlanır.:))
Aşağı fotoda bebe yaka uzun ceketim var.

 
Aşağıda gördüğünüz de ceketin kalıbı ile çalıştığım astarım. Ceketin pervazı olmadan astarını diktim. Bu konuda şunu söyleyeyim, ön kalıpta _lining_ adındaki yerden itibaren sola doğru biçkiyi yapınız..
 Dikilen astar ile montun pervazından birleşiriniz...Ters döndürdüğünüzde size bakan kısım dış taraf olmalı..
 Ardından iğneleyiniz. .Ancak yukarı doğru hafif bolluk bırakarak, yani gergin olmasın iğnelemeniz..Ben uçucu kalem kullanarak iz çıkarttım bu ceketimde...
 Bir zamanlar teğellerdim, bu aralar elim gitmiyor, kayma sorunu olmaz diye iğneledim ve dikiş geçtim.
 Aşağıdaki foto da dikilmiş hali..
 Şimdi sıra ters çevirmeye geldi..
 Evet, aşağıda ters çevrildiğini görüyorsunuz, bir yer hariç,  o da kolları, kolları da ceketin kol kısmına giydiriyorsunuz...Aşağıda elimde tuutğum yer kol kısmı...
 Bu da en son hali... Ben bu ceketimde alt kısmı açık bıraktım.. Ceketin altı ile astarı birleştirmedim..
Şayet alt kısmını birleştirecekseni, önce bu aşamada yıkayın, astar bir çeksin, ardından elde dikin..
Bu benim önerim ...
Ben ceketin etek ucunu ( en alt kısmını tela ile yapıştırdım)  dikiş geçmedim.
Kol ucundaki astar ile ceketin kolunu da elde dikiyorsunuz.Bu konuda da isterseniz fotograf ekleyebilirim.
Umarım işinize yarayan bir yazı olmuştur:)))

14 Nisan 2012 Cumartesi

ENDÜSTRİYEL TAVUK

15 tatilde evde olduğum günlerde bir programda izlemiştim Yavuz Dizdar 'ı. Konu çiftlik tavuğu idi. Programda  duyduklarım beni şok etti çünkü bu konuda en ufak bir bilgim yoktu...Neredeyse 3 aydır tavuk yemiyorum, tiksindim ..... Yumurta olarak da köy yumurtası (ilçeden bir tanıdıktan alarak) tüketmeye çalışıyoruz...  Sütümü hayvancılıkla uğraşan bir tanıdıktan alıyor, yoğurdumu kendim yapıyorum..

Sebebini kendi cümlelerimle anlatmak istemiyorum, aşağıdaki yazıyı okumanızı rica ediyorum ...

 Durumun ne kadar vahim olduğunu burdan da okuyabilirsiniz....
Ayrıca burdan da farklı bilgiler edinebilirsiniz...
HİLELİ PEYNİR VE SUCUK MARKALARI İÇİN DE TIKLAYINIZ.
''Broiler (Broyler) olarak adlandırılan endüstriyel tavuk soylarının geçmişi 1930'lara dek geri gidiyor, ana üretim amacı hızlı büyüyen, bol et, az kemik üreten bir tavuk soyunun geliştirilmesi. Bu soy gerçekten çok çabuk büyüyor, 45-50 günde kesilebiliyor. Endüstri bu durumu nedense bir üretim avantajı olarak bellemiş, oysa kesimlik boya gelme süresi 60 gün olsa ne olacak, aradaki ilk 15 günlük fark dışında aksayan bir şey olmayacak, hepsi bu. Bilimsel verilere bakacak olursanız Broiler soyları zaten pek sağlıklı hayvanlar gibi görünmüyor, özellikle beslenme içeriğinin ve ortamının bir sonucu olarak çok fazla hastalanıyorlar. Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın da yerinde müşahede ettiği gibi, "hijyenik ortamda" yetiştirilmek zorundalar, üretimleri süresince (tıpkı "fabrika ineklerinde" kullanıldığı gibi) düzenli antibiyotik veriliyor. Düzgün üretim yapan firmalar elbette üretim kurallarına uyarak antibiyotiği kesimden en az bir hafta önce durduruyorlar, o nedenle bu açıdan müsterih olun Çünkü Sayın Bakana "kameralar karşısında süt içirten" antibiyotik, aflatoksin vb. sorun olasılıkla yok.  ''

Gıda güvenliği konusunda tartışmalar sürerken  İstanbul Üniversitesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Dizdar, “Tükettiğimiz gıdalar ne kadar sağlıklı?” sorusunu yanıtladı. Dizdar, “Endüstriyel tavukları yemeyin. Hayvanlarda ciddi kemik ve eklem bozuklukları gelişmesinin ana nedeni GDO’lu yemlerdir.” dedi.

Tüketiciler Türkiye’nin En Büyük Şikayet Portalı Şikayetvar’a gönderdikleri şikayetler ile gıda güvenliği hakkında şikayet ve endişelerini iletti. Gelen şikayetler üzerine İstanbul Üniversitesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Dizdar, tüketicilerin sorularını yanıtladı.

Üretim Tarihi Kaldırıldı Son Kullanma Tarihi Konuldu

“Gıdalardan üretim tarihi kaldırıldı sadece son kullanma tarihi konuldu” diyerek konunun önemine dikkat çeken Prof. Dr. Dizdar, gıda endüstrinin tüketiciye oynadığı oyunlarla ilgili şu bilgileri verdi:

“Mahalle bakkalım bile yoğurt dağıtımcılarının elde kalan yoğurdu geri almadıklarını, üzerinde tarih yazan yeni kapak getirip sadece kapağı değiştirdiklerini ifade etmektedir. Aynı basınç işlemi ete de uygulanmaktadır. Bu nedenle ‘hijyenik’ denen endüstriyel salam, sosis, sucuk vb. ürünlerin de bozulma özelliği yoktur. Aynı şey en çok tanınan hamburger zincirinin etleri için de geçerlidir. Bu nedenle hamburger dışarıda tutsanız da kokuşmaz, olduğu gibi kalır. Hazır kek, bisküvi vb endüstrilerinde nişasta bazlı şeker (früktozdan zengin mısır şurubu) kullanımı da bozulmayı önleyen bir diğer yaklaşımdır. Kekler açılsa bile asla bozulmamaktadır. Mısır şurubu meşrubatın da ana tatlandırma katkısıdır. Doğal pancar şekerinden daha ucuz olması nedeniyle yaygın kullanılmaktadır. Ancak aşırı früktozun iç organ yağlanması, kilo fazlası, dikkat dağınıklığı, hafıza zayıflaması ve bağımlılık yaptığı bilimsel araştırmalarla da gösterilmiştir.”

Tavuklar Nasıl 45 Günde Kesiliyor!

Endüstriyel tavukların GDO’lu mısır ve soya ile beslendiklerinden gelişim bozuklukları gösterdiğini iddia eden Prof. Dr. Dizdar, “Endüstriyel tavukları yemeyin” uyarısında bulundu. Dizdar, “Hayvanlarda ciddi kemik ve eklem bozuklukları gelişmesinin ana nedeni GDO’lu yemlerdir. Bu tavukların insanın temel ‘esansiyel’ (bizim vücudumuzda sentezleyemediğimiz) amino asitleri sağlaması mümkün değildir. Tavukların nasıl 45 günde kesilebilir ağırlığa eriştiklerini endüstri “soy özelliği” şeklinde açıklamaktadır, ama bu yetersizdir. Bunların yenilmesi kesinlikle sakıncalıdır. Benzer durum çiftlik balıkları için de geçerlidir. Çiftlik balıklarında da gövde ortasındaki ana kılçıkta eğrilikler oluşmaktadır, bu durumla çiftlik balığı tüketen çoğu kişi balığı yerken karşılaşmıştır, herkes bu açıklanamayan durumun farkındadır” şeklinde konuştu.

12 Nisan 2012 Perşembe

VOLANLI BLUZ (peplum )

Herkese merhaba :))) Volan mı peplum mu demek doğru bilemeyeceğim, kökü türkçe olmasa da volan demek daha doğru sanırım..
Krem rengi yün jarse ile diktiğim bu bluz en çok dar eteklerle yakışıyor. Siz pantolon ile kombinlenmiş haliyle idare edin arkadaşlar..Volanlı etek/bluz dikmek için bu yazıma bakabilirsiniz..
Geçen hafta Kuzey-Güney dizisinde Cemre' nin üzerinde vardı kısa kollu siyahı.. Dar mini etekle çok hoştu. Zaten sırf Cemre için izliyorum diziyi, çok beğeniyorum, sormayın :)))
En kısa zamanda siyahını da dikeceğim... 
Ufak bir tüyo: Esnek kumaşla dikeceğiniz bu modelde bel kısmını mümkün olduğunda dar çalışın, ben 36 beden kalıptan, bel kısmında 4 cm daraltma yaptım. Eğer bel kısmı oturmazsa, olduğunuzdan 2 beden görünürsünüz, haberiniz olsun :)))
Fotoların renkleri ile oynadım. Aslında saçlarım koyu kumral ile boyalı.. Bilginize..
Herkese sevgiler :)))

11 Nisan 2012 Çarşamba

DESENLİ KUMAŞLAR

Ben bi kumaşı beğendim mi çok alırım :))))Aşağıdakinden elbise, etek, bluz...ne olursa dikeceğim:)))
6 metre aldım :)))
 Bu kahverengi üzerine fuşya desenli kumaştan da 4 metre aldım...
 Mint yeşili bu  incecik kibar kumaştan da 1 metre. Sadece bluz yapmayı düşünüyorum..Cılkını çıkarmayalım mint diye, moda diye...Herkese yakışmıyor mint yeşili, ama moda ya, şimdi herkesin üzerinde, Kızılay dağıtıyo sanki...

JARSE EŞOFMAN

Yüksek belli jarse eşofman altları çok rahat. En kısa zamanda üstüne de güzel bir kalıp bulup dikeceğim.. Ebru Şallı'nın plateste giydiklerinden kat kat güzel oldu desem:))
Tek eksik üstleri. Ama şimdilik hiç elim gitmiyor. Farklı üstlerle giyiyorum..
Kalıp 2007-2008 burda dergilerinden birinden ama açıkçası hatırlamıyorum, dikiş hocamdan almıştım o dergiyi, şu an elimde değil malesef..
Şimdilik hoşçakalın arkadaşlar..



8 Nisan 2012 Pazar

ÇİÇEKLİ TRENÇkOT

Herkese merhaba.Çiçekli trençkotum ile karşınızdayıım:)) Kruvaze önü ve kalıbı kumaşın desennden dolayı belli değil ama olsun. Bu kalıbı çok beğendim. Farklı kumaşlarla da çalışacağım..Yanlış hatırlamıyorsam Burda' nın 2007 kasım sayısı olabilir. Derginin kapağında yeşil gömlekli bir manken vardı..
 Kırmızı eşofman altını da kendim diktim. Jarse kumaş ile. Ebru şallı'nın plateste giydikleri gibi oldu valla. Kalıbını  dikiş hocamdaki eski burda dergilerinden birinden aldım...O da büyük ihtimalle 2007-2008 yılı dergilerinden biriydi ama hiç hatırlamıyorum..
Tamamlamadığım çok yarım işim var ama bu aralar maşallah kendimi tamamen dikişe verdim, Bebe yaka uzun ceket için beklemede kalın..
Şimdilik hoşçakalın...
Okuyanlara da teşkkür ederim..:)

3 Nisan 2012 Salı

BULEM 'İN TRENÇKOTU

BU YAZI GEÇEN YILDAN KALMIŞ BİR YAZIDIR (2011 MAYIS )
YAYINLAMAYI UNUTMUŞUM, ŞİMDİ YAYINLIYORUM !!

Dikiş kursumun son günüydü bu gün arkadaşlar.

Hocamı çok özleyeceğim, dikiş kursundaki muhabbetleri ve arkadaşlarımı da. Ama hepimizin evleri yakın, bundan sonra da görüşeceğiz, hatta evimde dikiş partileri düzenlemeyi düşünüyorum :)) Sağolsun hocam da çağırıyor evine...
Dikiş öğretmenimin torunu Bulem' e diktiği trençkotu ve şapkası .....

Yaş 3-4





herkese iyi akşamlar !!

2 Nisan 2012 Pazartesi

ÇİÇEKLİ SİYAH TRENÇKOT

Bu trençkotumu geçen hafta diktim, ilk defa ince vatka çalıştım, sağolsun dikiş öğretmenim bir ev ziyaretinde bana öğretti...
Bitmiş halini en kısa zamanda ekleyeceğim, harika oldu , bayılacaksınız :))
Bu kumaştan pantolon dikmeyi düşünüyorum, çok dikkat çekici olmaz ,güzel olur diye düşünüyorum. Hatırlarsanız bu yazımdaki kumaşımla dikemeyeceğimi söylemiştim. Ama bu siyah,kırmızı  güllü kumaşımla olur değil mi? :))

1 Nisan 2012 Pazar

HAKİM YAKA MONTUN BAŞLANGICI

Bu yıl hep yeşil renkten kaban diktim gibi oldu ama aslında karşıma çıkan kumaşlar yeşil renk oldu, o 
yüzden ben de aldım... Bu kumaşım da yünlü kaşe ve yeşil renk:)
Ancak kumaşım yetmediği için yaka ve cepler siyah oldu, siyah kaşmir kumaş...
Şu an bu kabanım bitti, sadece astarı kaldı.. O da bitince 2013 kışı için giyilmeye hazır olacak....